İnsanın insana şiddeti, özellikle de kadına karşı olan şiddet, şiddeti uygulayan tarafın cinsiyeti farketmeksizin defalarca ama defalarca işlenmiş bir konudur. Bu konuda elbette herkesin söyleyecek bir şeyi veyahut üzerine düşündüğü bir fikir var. Bunu anlatma şekilleri de kişiden kişiye değişiklik göstermekte. Fakat birazdan bahsedeceğim ekip bize bu şiddeti çağdaş dans koreografisi ve performansıyla anlatıyor. Sözlü metin neredeyse hiç yok ve beden dili ile dertlerini anlatıyorlar. Şahsım adına beden dilinin bu kadar etkili bir şekilde kullanılabileceğini pek düşünmezdim, ama bu 8 kadın (Ayça Akça, Yasemin Altuntaş, Cansu Bolat, Hande Cedimoğlu, Hande Çorbacı, Heves Hacıoğlu, Merve Midilli, Yaprak Yılmaz) ve onları bir araya getiren Koreograf ve Proje Tasarımı ile Yeşim Coşkun harika bir işe imza atarak kendi adıma ne kadar eksik düşündüğümü bana gösterdiler. Performans ile ilgili yorumlarıma geçmeden önce kendilerini buradan tekrar tebrik ediyorum.
Kurtlarla Koşan Kadınlar kitabından esinlenerek oluşturdukları proje tanıtım yazısı ve projenin adının da bağlantılı olduğu La Loba (dişi kurt) projesi bir çağdaş dans projesi ve bana kalırsa altında kocaman bir metin olan bir dans tiyatrosu da diyebiliriz. 05.12.2021 tarihinde online prömiyerini yapan bu işe 2019 yılında ilk kez sahneye konulduğunda gitme fırsatı bulmuştum. Ve itiraf ediyorum bir kere ile yetinmeyip iki defa sahnede izlemiştim. Üçüncüsüne de niyetim vardı ama pandemi sağolsun gidemedim. Onları sahnede izlemek elbette ki çok başkaydı ama dün akşam izlediğim online kayıt muazzam olmuş. Özellikle bazı sahnelerde alınan yakın planlar ve solo performansların iyice öne çıktığı bölümler çok iyi olmuş. Sahnede tek tip kıyafet ile 8 kadın izliyorsunuz ve size oluşturdukları koreografi ve harika müzikler ile erkeğin kadına uyguladığı şiddetin türlü hallerini, kadının kadına uyguladığı şiddetin varyasyonlarını tek tek gösteriyor, anlatıyorlar. Müzikler özenle seçilmiş ve her müziğin duygusuna göre koreografi özenle kurgulanmış.
Hepsi birer amatör dansçı olan bu ekip sahnede size usta işi bir performans izletiyor diyebilirim. Oyunculuklar, mimikler, dans performansları, duyguyu vermeleri oldukça iyi. Ki çok da zor bir performans sergiliyorlar diyebilirim. 45 dakika civarı süren bu işi izlerken iddia ediyorum ki anlatmak istenen ana fikri ve alt detayları açık ve net bir şekilde hepiniz anlayacaksınız. Başlıkta da belirttiğim gibi dans gerçekten evrensel bir dil ve doğru kullanıldığında kelimelerden çok daha etkili olabiliyor. Bu proje de bunun kanıtlarından biri. İlk iki parçada oldukça hüzünlü bir havaya sizi büründüren şarkılar, üçüncü parça ile birden yön değiştiriyor ve sizi “nefes alma” mücadelesinin içine atıyor. Peşinden o kadınlar ile birlikte yerlerde sürünüyor, saçınızdan çekiştiriliyor, oradan oraya sürükleniyorsunuz. Fakat sonrasında her şeye rağmen, inadına veya sinirden de olsa gülerek ayağa kalkıyor ve mücadeleye, hayata devam ediyorsunuz. En sonunda da nefes nefese kalmış bir şekilde dansın bittiğini farkediyorsunuz. Oldukça akıcı ve etkili bir iş.
Zaman ayırıp izlemenizi, proje detayları ve ileriki zamanlarda açıklanacak etkinlik takvimlerini takip etmenizi tavsiye ederim.
Projenin büyük olasılıkla canlı performansı bir süre daha olmayacak. O yüzden şu aşamada sadece online gösterim olarak izleyebilirsiniz. Şimdiden iyi seyirler.
No Comments