Specials Türkçe İçerik

Hayalİ Arkadaş

Müzük Yazarı Nasıl Olunur?

Ulan arkadaş ne çilem varmış şu tipini sevdiğimin gezegeninde yaw, millet dünyaya geliyor Maslow emminin ihtiyaçlar piramidine göre paşa paşa yaşayıp ölmüşlerine kavuşuyor, ama bende durum hiç öyle değil, walla arada bir durup kendi kendime üzülmeden edemiyorum. Ne olacak bu çocuğun hali, adam olamadığı-olamayacağı apaçık ortada ama haytalık, aymazlık da bir yere kadar gibisinden iki çift laf etmek istiyorum kendisine. Hatta yetmezse bir iki tokat atıp kendisine getirmek istiyorum vitaminsiz, az gelişmiş öküzümü. Yavrum 50 yıl yaşadın yarım yüzyıl demek, senin yaşındaki adamlar milletvekili, ceo falan oluyorlar, sen ne yapıyorsun kendini 5 yıl sonra nerede görüyorsun, ne olacak senin bu halin gibisinden tartaklamak isterken, yavşullah sırtararak 5 yıl sonra kendimi Adriyatik açıklarında denize paralel güneş ışınlarına dik görüyorum ehü ehüee diye vıraklıyor.

sesinden çok yakışıklılığı ile prim yapan hahahahaha yalan lan ben bile daha yakışıklıyım bu ne oğlum

Hay allahım ya iki kere kız bulduk evlensin adam olsun, yuva kursun, bir baltaya sap olsun felan diye, kızları da mundar etti kendi de mutsuz oldu. Yok efendim neymiş evlilik buna göre değilmiş, kendisini sıkışmış hissediyormuş, yok efendim özgürlüğün en büyük düşmanı halinden memnun olan kölelermiş, evlilik zamanın gücüne yenilmekmiş, yavaş yavaş iğdiş edilmekmiş diye bir sürü tantana. Bu gerizekalı ilk eşine, ayaklarını yıkadıktan sonra iyi kurutmadığı, diğerini de her gün yaptığı 4 çeşit yemeğe yeteri kadar tuz atmadığı, gluten rejimine aykırı davrandığı gerekçesiyle boşanma davası açmış bir şopardır.

  • Hiç laktoz intoleransımdan bahsetmedin, o sütlaçları yedikçe midemde kasırgalar çıkıyor, anüs ağzım bülbüle dönüyordu ne kadar rahatsız oluyordum hiçbir fikrin var mı senin böyle uzaktan senin gibi biri için çok kolay…..
  • Oğlum mal mısın lan yıllardır yaptığın gibi sal gitsin, hatta kurban olayım sal beni, ben de gideyim, karışayım osuruk rüzgârının 36,5 santigrat derecedeki tatlı meltemine. Kendimi “Butthole Surfers” grubunun doğal bir üyesi gibi hissedeyim, ne olur bırak beni, sal beni. Esas sen beni hiç anlayamadın, anlamak şöyle dursun fikir sahibi bile değilsin, tahmin bile edemeyeceğin utançlar acılar içinde geçti şu zktiğimin 50 yılı.
bir dürüm theater şarkısı fiyatına kompil albüm kampanyası

Karşılaştırma yapmak çocuk yetiştirirken gayet boktan bir yaklaşım olsa da, bunun gibi bir garabet bir insansı velet karşısında insan yapmadan da duramıyor. Bu yaratık yüzünden her günüm ayrı bir rezillik, ayrı bir eziyet olarak geçti, sen ne salak bir herifsin Maldoğanlı Memed Efendi Hazretleri. Ama hakkını yemeyim, çocukluğundan beri eşitliğe adalete ve tabiî ki atalete, özellikle de eğitimde fırsat eşitliğine inanan bir bebeydi. Bizim gerzek Memed Efendi Hazretleri ilkokuldayken sınıfta öğretmenin sorduğu her soruya yırtık dondan fırlarmış gibi ayağa kalkarak cevap veren, Sıtkı adında tanısanız gerek terbiyesi gerekse de çalışkanlığı ile gönlünüzde taht kuracak, ebeveynleri için onur kaynağı bir çocuk vardı. Evet biraz fazla iddialı, belki de bilgisini paylaşmak için fazla heyecanlı bir çocuktu. Karşısında da sınır zekanın zirvesinde, bütün gün yaramazlık yapan, elini tebeşire bulayıp kızların oralarını buralarını elleyen kendi kendine “İz Bırakanlar” belgeseli çeken 38 kilodaki rakibi haylaz-afacan-biraz hareketli Memo vardı. Memo hep başkası cevap versin diye beyin gücüyle Sıtkı’yı etkisiz hale getirmenin yollarını arayıp dururdu boşuna, çünkü bu güç kendisine bahşedilmemişti.

Neyse yine kendisinin azıp coştuğu günlerden birinde öğretmeni azıcık sakinleşsin-uslansın!!! ve gözünün önünden ayrılmasın diye Memo’yu Sıtkı’nın yanına oturttu. Yıllardır bu anın gelmesini bekleyen bizim mal değneği kendince Sıtkı’ya nutuk çekti, Sıtkı bunu pek takmayınca öfkelenen aygır suratlı bebe hemen kaleminin ucunu açmaya başladı ve bak Sıtkı bir daha kalkarsan başkasının sözünü keserde ukalalık yaparsan hiç unutamayacağın bir ders veririm sana dedi. Sıtkı ne diyorsun beeee gibilerinden bir şeyler derken multitasking çalışabilen beyin hücreleri Sıtkı’yı ayağa dikti. Meğer pezevenk tartışırken bir yandan da can kulağı ile öğretmenin sorduğu soruyu dinliyormuş. Neyse halk kahramanı olacağını sanan bizim mal kalemi diklemesine Sıtkı’nın oturacağı yere dikmiş hem de tüm kuvvetiyle gelecek darbeden kalemin eğilmemesi için azami çaba harcayarak. Sorunun Sıtkı tarafından yanıtlanmasını müteakiben, vücut ağırlığını ve yerçekiminin yardımıyla Memo adeta Sermet Erkin edasıyla hiç zorlanmadan kalemi çocuğun kıçında kaybetti. Kaybolan kalem yerine elindeki kana bakarken Sıtkı’nın feryatları okul duvarlarında çınlıyordu. Memo’nun çocuğa bir şey yaptığına emin olan, ve gerçekten hiç sevmediği öğretmeni son iki metreyi ayakları yerden kesilerek darbesinin yüzünde biteceğinden emin gözlerle Memo’ya doğru hareketlenmişti. Gergedandan hallice refleksleri olmasına rağmen, haksızlığın karşısında atik, çevik adeta çelikten imal bir canlıya dönüşerek kendisini 2-3 santim yana kaydırdı ve bu zeka dolu hamlenin sınıfta coşkuyla karşılanacağını hayal ederek, diğer rakibini de saf dışı bırakmış olmanın haklı gururu ile ayağa fırlayıp iki kolunu yukarı kaldırarak o zamanlar ilgi duyduğu Begüm adlı kızın gözlerinin içine baktı. O büyümüş gözbebeklerinde hayranlık ve sevgiden ziyade korku, nefret ve iğrenme vardı. Sınıfın okul müdürünün odasının hemen yan komşusu olması hasebiyle Emin hoca duyduğu anormal böğürme ve kilolu bir vücudun yerle yeksan olmasının yurtta ve yavru vatanda yaptığı titreşimden kaynaklı olarak derhal sınıfa giriş yaptı. Memo öğretmenin düşmesinden beri tutamadığı kahkahaları ve yüzünde ona eşlik eden zafer ifadesiyle dimdik ayakta dururken, bir yanda yerden kalkmaya çalışan ters dönmüş kaplumbağa misali eğitim neferi Suna öğretmen diğer yanda da kıçı kanlar içindeki okulun medarı iftiharı Sıtkı vardı. Eğitimcini kabusu isimli bu çalışma Memo’nun annesinin okula çağırılması ve de sarı ihtar kağıdı almasına neden olmuştur. Azıcık büyüyünce durulur diye düşündüğümüz bu hergele durulmak şöyle dursun iyice azıtmaya başladı. Neler çektim oğlum senden yaaa benim de normal bir hayatım diğer hayali arkadaşlar gibi huzurlu sakin bir yaşantım olmayacak mı?

konserden ziyade ayin gibiydi son seyredişim

Sen nasıl bir yaratıksın ya, bir gün komşunun camına ipe bağladığın terlikleri serbest salınım ile bırakırsın, Apartman Canavarı Suphi rolüyle. Üst komşuya yazarsın ve ne yazık ki sonuç alırsın Hazır Halit gibi dub dub duuuuudup, gıcık olduğun komşunun arabasına çarpıp anlaşılmasın diye başka komşunun arabasının aynı yerine çarpıp sonrada yakalanmayayım diye arabasını sokağa park eden it horozu, çakal herifin tekisin. Üşendiğin için 3. kattan çöpe basket atan-Allahtan atabilen süzme salak bir bebesin. Keşke çocukken seni askeri liseye falan verseydik. Belki döve döve adam ederlerdi seni. Emir, komuta, sevk ve idare konularını hücrelerine kaksalarmış, cocksucker. Küçük askeeeer, küçük asker napıyorsun bize söyleeeee, tüfeğime bbööööoooaMAMAMAMAAM…Sayın seyirciler şimdi aldığımız bir habere göre garnizonda tüfeğini temizleyen küçük asker kendisinin ve 11880 arkadaşının ağır yaralanmasına sebep oldu, olay her yönüyle araştırılıyor, ama hangi yönüyle baksanız bakın ahmaklık salaklık akıyor her yanından.

Hey hat! Hi hat, diğer hayali arkadaşlara gıpta ile bakıyorum da, benim suçum ne günahım neymiş de 50 yaş erdemindeki, yaşımın mental olgunluğunda olan bendeniz sümüklü gerzek bir bebenin bedenine beynine hapsoldum. Krişna’ya mı yamuk yaptım, Allah’a şirk mi koştum da her günüm ayrı bir eziyet, ayrı bir ızdırap içinde geçiyor anlamadım ki. Bu herifin hayali arkadaşı olacağıma profiterollerimizi bitirip 22 saniye sonra otobüse binmemiz gerekiyor diyen, hastası olduğum Soen’in konserini, bu kel bebe ve muhteşem eşi Elif Selena ile takip etme onuruna ulaştığım, Murat Koçyiğit’in hayali arkadaşı olaydım daha iyiydi diye içimden geçiriyorum, ama o an inanın içim sıkılıyor!! 6 saniye sonra içimin sıkılmasının geçmesi gerekiyormuş bi sus be Murat ya. Şaka bir yana Murikom her türlü rock fraksiyonunu bünyesinde ergime noktasına getiren nev-i şahsına münhasır bir insan evladıdır. Ukala götün tekidir aslında (bi tutarlı ol be) sorsan her grubu hane cilt numarasına kadar sayar, sen bilgi verince yok abi yanlış değil de o beldenin adı artık değişti Şereflikoçhisar falan diyerek seni sinir de eder. Ayrıca; eli kolu dolu yürüyen sevgili babasına Remzi Remziiieeeee diye seslenecek kadar da hayvanat kel bir bebedir. Öper öperim yavru kuşumu huzurlarınızda. Bir de bunun koca kxfxxx bir arkadaşı var ama o konuya sonra gireceğim, çünkü Samsun’un gurur bu bebe ona ne zaman K.K.-ehü- desem bana kızıyor. Kendimi af ettirmek için sıradaki şarkıyı kendisine ve Ankara OlMamak’ta askerliğini yapmakta olan dayımın oğlunun ikinci çocuğunun kirvesinin sağ dirseğine armağan ediyorum.

Özden Özdeeeeeeeeeeeeeeeeeeeeen afffffet beni. seviyom huleynnnn

Neyse bir gün yine bu salak herif yeni bir mallık peşindeyken telefonu çaldı. Bir süre dinledikten sonra kulaklarıma ve dahası gördüklerime inanamamaya başladım. Oğlum anlatamam bu nasıl kibarlık, nasıl bir efendi konuşmalar, özenle seçilmiş cümleler. Sanırsın ki sabaha kadar uyumamış bunlara çalışmış maldoğan. Bizim salak belli ki bir kızla konuşuyor, adeta cümlelerle catwalk yapıp, virgülleri gümüş parlatıcısıyla parlatıp tam da yerine koyuyor pırıl pırıl, edat, ilgeç, tümleç, bağlaç, yüklem, özne, kütle yerli yerinde. Evet kütle ne o zoruna mı gitti ukala göt. Bak benim açığımı yakalamak için okuyorsan hiç okuma daha iyi! nasıl olsa sonunda zaman kaybettiğini anlayacaksın, bak şimdi seni dostça uyarıyorum. Dostça bile uyarılmaktan meme uçları esrik bir rüzgarın pençesinde kıvranan, hoopppp hooop alooo kendine gel de zopaynan sırtına adımı yazmayım seks teknisyeni gebeş. Yeterince dikkatinizi dağıttığıma göre; ulan sizin de ne çabuk dikkatiniz dağılıyor!!!!!!, yoksa siz de mi malsınız, siz de mi partilerden sıkılırsınız, partilerden ne çabuk usanıyorsunuz, oooo koçum sana da parti beğendiremiyoruz demek geçiyor içimden ama okuyucu velinimetimiz olduğu için bunları hiç söylemeden ne alırsınız ne vereyim yengeye gibi manasız yani not enough mana bölümüne geçiyoruz. Kendimi tekrar edip; kestane balının ve yiğidin harman olduğu Tristram geyiği yapayım mı? HAYIIIIIIIIR diyenlerinizi duyar gibiyim, o zamaan ellerinizi havada görmek istiyorum this song is called “ sekrifays un to şebek”.

Ulan herif susmamacasına konuşuyor, üst üste dizdiği mantıklı cümlelere bir yenisini ekliyor, Mal-abadi köprüsü bildiğin jenga’da rekora koşuyor. Nerede sıçıp kalacak diye bir süre dinledim gayet iyi gidiyordu herif o ara bir içim geçmiş olacak. Aradan bir süre geçmiş olacak, silkinerek uyandım olanca hızımla koşup telefonu elinden kaptım hemen kulağıma götürdüm, o ne!!! ulan karşıdaki de hala konuşuyor. Bu herif beni keklemek için böyle bir numara yapıyordur, özsaygısı olan hiç kimse bununla 5 dakikadan fazla konuşmaz diyordum ama budha bana kapak oldu, neyse uzattım göt gibi telefonu maldoğana, konuşmaya devam ederken planlardan falan bahsettiler uzun uzun.

Türkiye’de albüm satışları düşünce badem bıyığa bağlamış Cengiz

Sonradan adının Senem olduğunu öğrendiğim kişi, anladığım kadarıyla çok zor durumda kalmış olacak ki bizim salak bebeye yazarlık teklif ediyormuş. Azıcık araştırınca James LaBrie’den de hoşlandığını falan öğrendim, demek ki hoşgörünün doruklarında bir bağyan dedim içimden, çünkü bırak Memed’i karbon temelli hiçbir bünye hele ki o son botokstan sonra Cengiz Labne’ye tiksinmeden bakamaz ama bu bağyan bayağı da seviyor röportaj falan yapmış, hatta kendisine kerrat cetveli, okuma, yazma konusunda da yardımcı bile olmuş. Gerçekten cennet anaların ayacıklarının altındaymış. Hey yavrum hey analar ne cevherler doğuruyor.

Bu arada bu yaz gelecekler ya Dürüm Theater ağabeyleri, işte koca bir yalan bakın şimdiden söylüyorum. Geçen konserlerinden birinde de sinagog bombalamasını bahane edip götüm götüm Bulgaristan’a gitmişlerdi. Jordan Rudess Yahudi ya da yehova şahidi elam şahidim olsun ki. Hatta benim bu yazımı bahane edip, Cengiz Labne’nin kişilik haklarına saldırı yapıldığı gerekçesiyle konseri iptal edip tüm ihaleyi benim üzerime yıkacak piçler. Zaten gittikçe sıradanlaşan, heyecanını yitiren müziklerini sakal bıyık serumu, efendim bini bir ya da biri bin para (hep karıştırırım) kolpalıklarla hedef şaşırtıyorlar, yok efendim şimdiye kadar yaptığımız en progresif albüm gibi daha önce hiç yapmaya ihtiyaç duymadıkları çarşı çakallıkları içinde sosyal medyada boy gösterip, fanlarının duygu dürüm bozukluğuna gark olmasına neden oluyorlar.

terbiyeli bir şey yazamayacağım bu ne tip bu ne

Bir kısmı doğru da laf söylemeye en azından ben ve benim tanıdığım bir sürü eşeğin rütbesi yetmez. Hem siz kim oluyorsunuz da dürüm theater’ a laf edebiliyorsunuz lan siz kimsiniz? Kim takar Yahova kaynakamını.

Sevgili okuyucularım dürüm theater’a kimler laf söz eder bir kısmını tanıyalım köşesine hoşgeldiniz. Bakınız efenim bunların büyük bir kısmı eşek anırması ile müzik arasındaki farkı ayırt edemeyen; annesi at babası eşek olan mucizevi yaratık katır tohumlarıdır, itibar etmeyiniz. Bunların başka bir kısmı, ben müzikten o kadar çok anlıyorum ki dürüm theater falan kesmez bana Alan Holdsworth, Şostokoviç, Rahmaninov sokuverin diyen nota arsızı 31.ci lümpenlerdir. Bir kısmı ise erkeklik (y)organı içine kaçtığı için jazz, blues ya da ne biliyim en fazla Led Zeppelin’den dinleyen hatta tapılası Steve Ray Vagon’a bile bok atan tatakcanlardır (sevgili Tolga Güngör yine kızacak bana). Senem bir kaç kez uyardığı için meme yazmıyorum-yazamıyorum (yani yazamayacak kadar mal değilim ama ayıp olmasın hesabı) ama gelişkin vücut bölümlerine sahip Finally free aplaları. Oluuuuum 69/31lik ne acayip müzik yapıyorlar diyen ölçü kumkuması, matematik kepazesi nerd çemçükler (sevgili dostum-kardeşim-yoldaşım Görkem Bağcı).

En yakın çevremi gömdüğüm bu liste uzar gider bir ara işsizken-ha şimdi çoh aşırı işliyim yaaaa her yanım tamirci çırağı oldu, neyse bari giyeyim şu tulumları sende bağırıp durma be amca yaaaa, senin yüzünden cahil ülkemde bağırmayı şarkı söylemek sanıyorlar hala. Sen ne diyorsun o bizim kültürel mirasımız. Kes lan kulaksız çomar. İnanmazsınız bir ara “O Seks Türkiye”yi seyrettim orada istisnasız herkeş bağıra bağıra şarkı söylüyordu. İlkokulda iyi şiyyyyiiir okumayı kıçını yırtarak bağırmak sanan, adı o zaman Aslıhan olan sonradan cinsiyetini değiştirdiği için kendisine Nizamettin diye seslendiğimiz kız çocuğuna, kimse duygu vermek cart curt gibi hiçbir şey öğretmediği için, zavallı yavrucak ilkokulda başlayan kıç yırtılmasının cinsel bir dürtü olduğunu sanarak yıllarca tamam öfff ben bile konun gideceği yerden korktum. Homofobik falan değilim kim nasıl mutluysa öyle yaşasın. Hatta yaşasın cumhuriyet diyorum.

alayına isyan diyen Soen homofobiye de değdirmiş

Neyse yine çok aşırı işsiz olduğum bir dönemde kendi kendime röportaj yapmaktan çok sıkılmış, yine kendi kendime çıkarttığım, bok çıkarttığım yalancı, bilgisarayımın-yok yanlış yazmadım bilgi-saray- bir köşesine Ömer Save-ettiğim albüm kritikleri ya da gruplarla ilgili yazılarım, şarkı sözlerim kısa hikayelerim falan vardı. İşte onların birisinin konusu virtüöz götlerden oluşup, hayatımı karartan dürüm theater hakkında yazıydı. Tamirci çırağıyla girdiğim düellodan önceki bölüm, tahmin ediyorum sizin o ara beyin sol kulaktan akıp gitmişti ya o yüzden hatırlatayım istedim. Evet yardımsever hatta Edip Cansever bir insanımdır. O zaman bu yazımı da ey edip adanada pide ye diyerek bitirirken hepinizi palindromlara zahmetsizce kavuşacağınız bir Edi Pakbayram şarkısına emanet ediyorum. Hep Allaha emanet ol derler ya ben de o ara mavi ekran verir, salak gibi bakar, ulan yaşam başladığından beri Allaha emanetiz zaten, dünyanın başına gelmeyen şey kalmadı, demek ki beni fazla sevmiyor o yüzden Allaha emanet ediyor, aslında içten içe ulan tohumuna para mı saydım bana ne istersen bokunda boğul falan demek istiyor olabilir ama çok da emin olamıyorum. Neyse Allaha emaet olun beybiler öberiyn.

Laaaan oğlum tam bir şey diyordun virtüözlerden kurulu grup falan belki ilk kez anlamlı bir cümle kuruyordun, hop nereye kayboldun?

Şıraaaaaak hahayt şimdi koşarak darbeye alkış tutacağım:)

saçlar şekil o ayrı ama müzük efsane, hangi tür müzük dinliyorsanız seversiniz
saç modeli ile holivut’a ilham olmuş bir kere, siz geçin dalganızı löpçikler

You Might Also Like

No Comments

    Leave a Reply