Hepimiz öleceğiz ve bu galiba acılar içinde olacak
Öncelikle hemen yazayım sonradan unuturum diye hiç ön sevişme yapmadan konuya doğrudan giriyorum; her birinizden ayrı tiksiniyor ve hepinizin ölmesini istiyorum. Bunları sizi tanıdığım için değil türümüzün bu dünyaya artık daha fazla zarar vermemesi için istiyorum. Hoş sizi tanısam sonuç değişmeyebilir.
Atmosfere metan salmak, salyalarınızı yastığa bulaştırmak, kimse görmeden burnunuzu karıştırmak ve bundan efsane zevk almak, yediklerinizi son ürün haline getirmekten başka ne işe yarıyorsunuz? ha bir de becerebiliyorsanız arada sevişirsiniz. Ajandalarınız bomboş, gerçekten yaptığınız – ürettiğiniz hiçbir şey yok. Eşya, kıyafet almaya, ev almaya ya da araba almaya adanmış bomboş hayatlar yaşıyorsunuz ya da bunları yapamayıp kahrınızdan kanser olmaya çalışıyorsunuz. Fiziki yaptığınız alışverişler sizi tatmin etmeye yetmeyince elektronik olarak devam ediyorsunuz. Farkında olmadan istifçilik yapıyor, çöp evlerde yaşıyorsunuz. Satın almayı mutluluk, güç, tatmin, motivasyon, sevgini kanıtlama ya da her ne isimle uyutulmuşsanız o sanıyorsunuz. Kendimi kesinlikle ayırmıyorum bu seferki yazımda ben de sizin gibi karşı tarafta yer alıyorum, zihnimiz biriktirdiklerini, mantığımın belki de ilk kez düzgün cümlelerle bana-bize seslenmesine şahit oluyorum.

Hadi oradan sen kimsin de bana akıl öğretiyorsun ukala göt diyenleriniz olacağı gibi herif antipatik-itici olmakla birlikte söylediklerinde haklı galiba diyenleriniz de olabilir UMRUMDA DEĞİL. Bir kısmınız sanki şu hayatında bir şey yapabilmiş gibi davranacak ilk kez açıklıyorum ilk onlar ölecek. Zahmetsizce ölmeye ilk beyaz yakalı pembe götlüler başlayacak. Başka bir kısmı daha önceden tüm konuşmalarında yaptığı gibi, aşırı boş yapıp Güneyde bir yer alıp permakültür 101cilik oynamaya kalkacak. Hadi oradan be!! siz bir bok beceremezsiniz, ananız babanız da beceremedi ki işte sizler oldunuz, genlerle aktarımı hesaba katacak olursanız neither ananyn bubayn nor you and your f***ing family… O kurmaya çalıştığınız, kurumuş bitkiler ve çatlamış topraktan oluşan tarlanın ortasında boş gözlerle en iyi ihtimalle ölünüzü soymaya gelenlere bakacaksınız ruhunuz çoktan bölgeden uzaklaşmışken. Tabi şimdi böyle yazınca popüler kültürün bebesi olarak “Walking Dead” kasıyor ukala diyecekken sözünü kesip madem öyle Viggo Morgensen (işini kolaylaştırayım totoş yüzüklerin efendisindeki Aragorn) ”Yol” filmiyle daha gerçekçi mesajlar verir. İnsanların ne kadar kötü olabileceğini bir kere daha hatırlamak istersen Serdar Akar dan “Barda” ve “A Serbian Movie” filmlerini bir kere daha seyret ve kaderini ya sessizce kabullen ya da bugünden başlayarak bir şeyler yapmaya bak belki acısız intihar konusundan başlayabilirsin.
Oğlum hani bu herif sarkastik, komikli yazıyordu önüne gelen her gruba bir şekil geçiriyordu ne olmuş lan buna, iki kişi yazılarını okudu diye götü tavana mı vurmuş diyenlerinizi duyar gibiyim ama iyi bildiğiniz üzere çok da fifi diyorum.
Bakın biz gerçekten kötü müyüz ya da bu herifler geldikten sonra mı içimizdeki şeytanlar ortaya çıktı bilemiyorum ama bu günbegün daha beter bir yerde yaşadığımız gerçeğini değiştirmiyor. Dünyanın içine sıçtık hem de ağır sıçtık. Hem ekolojik-flora fauna bitti gitti, hem psikolojik hem de ekonomik olarak. Ve bu günlerimiz sonun başlangıcı belki de ortası artık! Her şey gün gün daha kötüye gidecek, her gün geriye dönmenin hiçbir imkanının kalmadığına şahit olacaksınız, boğazınızda düğüm düğüm keşkeleriniz, usunuzda özlemlerinizle ölüp gidecek sadece toza dönüşecek, aynı benim gibi hepimiz gibi bir avuç toz olup savrulacağız hiç olacağız, hiç yaşanmamış, hiç yaşamamış gibi kaybolup gideceğiz sonsuz boşluğa.

Hadi tüm bu yazdıklarımın olmasına daha var diyelim, bu salak yanılıyor “olmaz öyle şey” diye düşünüyorsanız o zaman sizi salonun en rahat koltuğuna alalımda karşına gelecek olan geleceğine ağlarken pembe popişinin konforunu sağlayalım.
Gerçekten loser olduğumuz için mi ya da aşırı dirayetli insanlar mı olduğumuzdan mı bilmiyorum ama etrafımdaki insanların çok çok azının kredi borcu YOK. (2 kere okuyunca anlam oturuyor-azıcık zorla kendini) Çevremin büyük bir kısmı anlamsız kredi borçlarının ondan daha da gereksiz taksitlerin altında ezilirken yaşıyormuş, mutluymuş gibi yapıyor. Düşünsenize şu an kazandığınız bütün parayı biriktirseniz bile o “çok feci yükselen değerlerdeki” evleri almanızın önünde işaret ve orta parmağımın arasındaki başparmağım durmakta! Anlamayanlar için “bok alırsınız” diyorum hem de avazım çıktığı kadar bağırarak. Kısaca yolu yok, normal bir kazanç ile bunu alabilmeniz artık imkansız. Kendinizi, eşinizi ne bileyim kimi darlıyorsanız lütfen yapmayın artık. Hadi diyelim kredi çektiniz 10 yıl ödeyecekseniz devlet memuru değilseniz, bu boka batmış ekonomide 10 yıl daha iş sahibi olmanızın hiçbir garantisi yok. Kötü yönetildiği için sadece bizimki de değil bütün dünya batıyor. Amerikasından Hindistanına kadar bütün dünya gırtlağına kadar boka batmış durumda. Hatta bunlar beklide son iyi yıllarımız. Su bulamayacağız, ürün yetiştiremeyeceğiz, yiyecek ekmek aş bulamayacağız. Yine bir grup güçlü her şeyi kontrol edecek bizler hiç bir şey yapamayacağız, doğruyu söyleyen tıknaz gözlüklü çocuk gibi dayak yiyeceğiz itilip kakılacağız ya da cesedimizin yol kenarında çürümesine başkaları şahit olacak.

Çocuk yapmışsanız sakın onlara yüklenmeyin!!! Onların iş bulup “adam” olacakları bir dünya düzeni kalmayacak. Okusunlar, derslerden bilmem kaç alsınlar diye enselerinde boza pişirmeyin çünkü bir şey olabilecekleri bir iş hayatları öyle bir dünya düzeni olamayabilir. Onlara tarım yapmayı, hayatta kalmayı, ateş yakmayı, tuzak kurmayı hatta ateş etmeyi ve belki değil kesinlikle yakın dövüş tekniklerini öğretin. Eti kemikten sıyırmayı, tüy yolmayı, nasıl sessiz adam öldürüleceğini, nasıl kabus görmeden uyuyabileceğini, nasıl bir gözü açık uyuyup dinlenebileceğini öğretin. Geleceğin en kıymetli bilgileri bunlar olabilir. Beş-on yıl içinde toplu intihar vakaları yaşanabilir, buna ben de siz de dahil olabilirsiniz. Çaresizlik ve yıkımın büyüklüğü karşısında dehşete kapılıp kendinizi kredi taksidi bitmemiş evinizin balkonundan boşluğa bırakabilirsiniz. Boşu boşuna ölürken sizce koskoca evrende bunun bir yeri olacak mı? Eski Roma da oldu mu ya da 128. Yavuz döneminde?
Ay içimi kıydın ne yani senin dediklerine bakılırsa şimdi ölelim daha iyi ya da hiçbir şey için geç değil ihtiyacımız olan tek şey sevgi, hoşgörü, anlayış ve birbirimize olan inancımız evrene mesaj…. Cümlesi bitmeden biri sağ diğeri sol elimdeki Uzi marka otomatik silahtan ateşlenen mermilerin havada ıslık çala çala hedeflerini bulmalarıyla sonlanacak kısa yolculuklarının bitişindeki kanlı noktalara bakarken acaba yeni hedeflerim kim olacak kaç tane mermim kaldı diye düşünmeden edemiyordum. Ansızın sessizliği bölen köpek havlamasıyla bakışlarımı sesin geldiği noktaya çevirdim. Güzel bir kadın ağlayarak benden yardım istiyordu, düşünmeden ona doğru ilk adımımı attığımda sırtıma saplanan bir şey hissettim, dönmeye çalışırken kadının bıçağını kasıklarımdan karın boşluğuma kadar hareket ettirmesine dökülen bağırsaklarımın karşılık verdi ve kanımın nasıl bu kadar uzağa fışkırabildiğini düşünürken, uğruna sayfalarca dil döktüğüm yeryüzü ayaklarımın altından kayıp gidiyordu. Son hatırladığım senin yüzün bebişim dermişim. Hadi dağılın be.
*Merak edenlere: https://tr.wikipedia.org/wiki/Kali_Yuga
No Comments