Türkçe İçerik

RAZOR – Road İncelemesi

İstanbul’un pek sevilen metal grubu Furtherial’ın bir yaklaşık sonuçla aynı grup üyelerinden oluşan cover projeleri Razor ile kariyerlerinin bu noktasında death metalden küçük bir kaçış yaşayıp albüm yapma kararı aldıkları, isimlerine “inc” ekleyerek kolları sıvayıp işe koyuldukları haberini bir süre önce almıştım..

Söz konusu olan, Türkiye’de en yaratıcı, en yüksek standartlı, en zengin işlerden bazılarına imzalarını atmış olan müzisyenler olunca, bendeki beklenti ve heyecan da üst seviyelerde seyretti tabii ki.

Tam bu noktada; bilmeyenler için belirtelim Razor Inc. ve Furtherial’da tek farklı grup üyesi basçıları. (bu cümleyi kurmak düşündüğümden çok daha zor oldu…) Furtherial’da basları Önder Işkın çalarken Razor’da (askere gittiğinde aslında Kaptan Amerika olduğunu, onca sene tebdili kıyafet aramızda dolaştığını anladığımız)  Yetkin Taşkın.

Grubun kalanı B parantezine alabileceğimiz Başer Bora Berkay.

Bora gözünü ülkemizdeki gitar tanrısı unvanını almak için elinden geleni ardına koymayan, müzik hangi yöne giderse gitsin, ustalığından ve detaycılığından asla ödün vermeyen, her parçaya itinayla imzasını çakan pek yetenekli bir müzisyen.

Berkay hakkında ayrı makale yazmak lazım. Gözümle görmesem bir davulcunun saatlerce, ayrı ayrı  setlist’lerle aynı sahnede aynı kalitede bir performansla sergileyebileceğine inanmam. Ama staminasını ön plana çıkararak sanatsal yönünün arada kaynamasını istemem. Bir progresif müzik hastası olarak davulun müzikteki rolü benim için çok önemli. Berkay da işte her daim dinamik davullarıyla asla arka planda kalmayan; tuşeleriyle çeşitliliği gözeten, yer yer ani enerji patlamaları yaşatan,  bol tuşeli davullarıyla müthiş performanslar segileyen bir davulcu.

Razor Inc’i bir genre’a, albümü de bir hikayeye bağlamayarak, epik bir anlatı çabasına da girmeyerek epey geniş bir özgürlük alanı yaratmış kendine Başer Çelebi.  Ortada bir konsept olmamakla beraber bir tema var gibi sanki izlenimime göre. Albümün tonu epey karanlık.

Bireyin kendi tekamülünü gerçekleştirmesini, ruhani açıdan evrilmesini, olgunlaşmasını ya da  potansiyeline ulaşamamanın verdiği acıyı irdeliyor çoğunlukla, yer yer de toplumsal eleştiriler de yapıyor. Sanatçının yaşamsal travmalarını, öfke, pişmanlık, yıkım, umutsuzluk, yalnızlık ve izolasyon, insanlığın geldiği noktadan tiksinme gibi duygularını ve beraberinde gelen ızdırabı yüreğimizde hissederken, yer yer de onlardan kurtulmasına şahitlik ediyoruz.

Benzer acıları siz de yaşadıysanız vay halinize!

Sizi bilmem ama depresif müzik bende enteresan bir etki yapar, yalnızlığın veya negatif düşüncelerin üstesinden gelmeme yardımcı olur, yoldaş olur. Playlist’imin hiç abartısız %90’ı depresif ve karanlık tonlardadır. O anlamda bana büyük bir katkı Road…

Başer Çelebi’nin rock ve metal müziğin doğasında olan öfke ve başkaldırıyı zengin bir müzikle sunma ve trajedileri sözlere ve notalara dökme konusunda gösterdiği hüneri, her bir grup elemanı kendi bölümlerini yazarak destekliyor. Beraber düzenliyorlar parçaları. Ruhu olan melodilere bir de çok sağlam ritim ve form kazandırıyorlar. Vokalin parlaması gerekiyorsa vokal, solo gerekiyorsa solo…  Herşey birbirini çok iyi dengeliyor, vurguluyor, tamamlıyor.  

Genel olarak intro’larda şarkının duygusunu mümkün mertebe hissettiriyorlar.  Verse’lerde anlatılara bir girizgah yaptıktan sonra güçlü, akılda kalıcı nakaratlarla duygulu pasajlarla beyinleri yakıyor zalim müzisyenler. Ana melodinin varyasyonlarını kullandıkları anlara ise doyum olmuyor.

Grubun hüneri burada da bitmiyor, çok beğendiğim mixing mastering Bora’nın, albüm kapağı da Yetkin’in elinden çıkmış. Helal yahu!

Albüme yoğun bir çeşitlilik hâkim, genel olarak birçok farklı türü bir araya getirmiş gibi. Bestelere farklı açılardan yaklaşılmış. Estetik bir çarpışma var gibi görünse de organik bir bütünlük de var, genel sound’dan ve atmosferden kaynaklı.  Bu yönüyle de albüm dinleyiciye seçe seçe, atlaya atlaya dinlemeye imkanı tanıyor ve güncel dinleyiciyi  o değilse bu parçayla yakalama şansını epeyce artırıyor. Biri Dr. Skull cover’ı olmak üzere 11 parçadan oluşan albümde her şarkı bir şekilde bütünü tamamlıyor ve size fikir zenginliği ile bezenmiş dolu dolu bir 46 dakika yaşatıyor.

Çeşitlilik uyguladıkları tekniklere de yanıyor..  Legatolar,  stakatolar hepsi mevcut albümde.

Bora yer yer Satriani, Richie Kotzen  ya da Symphony X’in Romeo’su gibi kesintisiz ve akıcı çalarken gitarını, yer yer de kesik kesik  yagmur damlalari gibi bir teknikle hem şarkıları süslüyor hem de şarkıların ruhundaki melankolik duyguların altını çiziyor. Vokallerde benzer bir şeyi Başerin de yaptığını görmek mümkün. Yer yer Mustaine ve Ozzy gibi kesik kesik yer yer Dio gibi notalar üzerinde akan bir vokalle karşımızda.

Henüz dinlememiş olanlar için, son olarak şunu ekleyeyim, albüm oldukça sert. Yerinde ve dozunda. Yer yer müzik ile yer yer sözlerle oldukça heavy bir albüm Road.

You Might Also Like

No Comments

    Leave a Reply