Mehmet Birkiye’nin yönettiği, Hakan Gerçek’in oynadığı, tek perde seksen dakikalık oyunu bu akşam Alan Kadıköy’de izledim. William Shakespeare’in “amaca giden yolda her şey mübahtır” düsturu ile yarattığı “ibret abidesi” III. Richard’ın, çağdaş bir sergilenişi veya uyarlaması diyebiliriz. Kitabı okumuşluğum yok fakat tiyatro üzerine okuduğum diğer kitaplarda bahsi geçen bu karaktere aşinalığımdan dolayı, izlerken pek de bir eksiklik hissetmedim.
Başlangıçtan yaklaşık bir 15-20 dakika kadar oyuna açıkçası ısınamadım. Böyle bir hantallık, bir akışta yavaşlık hissini üzerimden atamadım. Ama devamında toparladı diyebilirim. Shakepeare diline oldukça sadık kalıp, günümüz modern imkanları ve teknolojiyle güzel bir şekilde harmanlamışlar. Ekran kullanımı genel hatlarıyla anlatıya destekleyici, güzel bir unsur olmuş. Yalnız, sanki bazı yerlerde replik ile görsel senkron biraz kaçık gibiydi, vurucu etkisini yapamadı diye düşünüyorum. Müzikler için pek beğendiğimi söylemeyeceğim. Etkileyici bir tarafı olmadı, duyguya beni pek sokamadı. Işık kullanımı iyiydi. Sahne ve duygu geçişlerini net bir şekilde verdi.
Hakan Gerçek, yine kendisinden bildiğimiz bir performans sergiledi. Tek kişilik ama birçok karakter geçişi ve duygu iniş çıkışlarının olduğu metni, başarılı bir performans ile taçlandırdı.
Karakterimiz, aslında oyun boyunca sahneden biraz da bizlere ayna tutar gibiydi. Çizgi romanlardaki dördüncü duvarın yıkılması terimi gibi, sahneden, bir tiyatro oyunu için yaratılmış karakter olduğunu bilerek, bizlerin gözlerinin içine baka baka konuştu ve temas etti. Sorguladı, sorgulattı. Bu yönüyle oyunun adından da anlaşılacağı gibi hikayesini, niçin yaptığını bizlere tüm detaylarıyla anlattı.
Genel hatlarıyla güzel bir oyun. Şahsen oyun bittiğinde “harika, çok etkileyici” modunda ayrılmadım. Ama sezon içerisinde zaman yaratılıp izlenesi bir oyun. Shakespeare sevenler ve III.Richard’ı okumuşlar için farklı bir yorum artısı olabilir. Emeği geçen herkese alkışlar, saygılar.
No Comments