İki perde, ara dahil yaklaşık iki saat süren, harika oyunculuklar ile sahnelenen, belgesel tadında bir oyun.
Öncelikle oyun özeti/açıklaması olarak hazırlanan metni çok değerli bulduğumu belirtmek isterim. Oyun hakkında merak uyandıran, dozunda bir fikir veriyor ve sizi izlemeye davet ediyor.
Dekor, ışık, kostüm… Emeği geçen herkesi tebrik ediyorum. İzlerken o yıllara, o yazıhaneye, o mapushaneye, Beyoğlu sokaklarına, beni aldı götürdü. Bugünün dünyasından tamamen kopmamı sağladı.
Yönetmen Emrah Eren’in izlediğim dördüncü oyunu oldu bu. Hepsinden büyük bir keyifle ayrıldığımı söylemek isterim. Kendisine buradan ayrı bir teşekkür ediyorum.
Gelelim benim için bu oyunun iki büyük dokunuşundan birincisine. Yazar Ahmet Sami Özbudak, bence çok başarılı bir metin ortaya çıkartmış. Üzerinde ciddi araştırmaların olduğunu hissettiren, müthiş akıcı, bilgilendirici, mizah-dram-trajedi dozu tam kıvamında, politik yönü net, abartısı olmayan harika bir iş. Tebrik ediyorum.
Ve ikinci dokunuş… Elbetteki muazzam performansta oyunculuklar. Bülent Çolak, Erdem Akakçe, Fatih Koyunoğlu. Üç oyuncu, onlarca karakter. Hepsi inanılmış, gerçekten o kişiler olmuş oyunculuklar. Ayakta alkışlıyorum her birini. Klasik bir tiyatronun, beklenen, arzulanan performanslarını izlediğimi rahatlıkla söyleyebilirim.
Oyunun detayları, konusu vs. ile ilgili açıklama yapmadan, tek söyleyeceğim mutlaka gidin. Mutlaka zaman ayırın, gidin. Pişman olmayacaksınız.
No Comments