Melih Cevdet Anday’ın aynı isimli tiyatro metninin birebir sahnelendiği, iki perde, arasıyla birlikte sanırım iki saate yakın süren, iki kişilik, başarılı bir oyun.
Ben oyuna, sabahtan metnin aslını okuyup gittim. Size de bu şekilde gitmenizi öneririm. Okumak isteyenler için pdf linkini (https://www.academia.edu/29013405/Mikadonun_%C3%87%C3%B6pleri_PDF_Yazar_Melih_Cevdet_Anday) buraya bırakıyorum. Oyunun kendi açıklama yazısında değinildiği gibi garip bir dille aktarılan, zaman zaman aynı frekansta, zaman zaman çarpışan, alevlenen diyalogları sindirmemde faydasını gördüm. 1967 yılında yazılıp ilk kez sahnelenen bir metnin, içerdiği konu başlıklarının, günümüzde hâlen güncelliğini koruyor olması ilgi çekici. Aslında bireyler olarak, kadın, erkek, toplum üçgeninde elli yıldır aynı şeyleri konuştuğumuzun ve konuşmaya da tahminen devam edeceğimizin başarılı bir örneğiydi bu akşam.
Merve Güran ve Musa Can Pekcan’ın canlandırdığı, isimsiz erkek ve isimsiz kadın, benim için, tam da kitabı okurken hayal ettiğim şekildeydiler. Kafamda kurduğum kişiler, tipoloji, konuşma tonları, gülmeleri, bağırmaları, kavgaları, kafa karışıklıkları, oturuşları, kalkışları, karakter dönüşümleri, tam olarak dün akşam izlediğim şekildeydi. Buradan hem kendilerini hem de sahne arkası tüm ekibi tebrik ediyor, ayakta alkışlıyorum.
Sezonun yenilerinden olan bu oyunun seyircisi ve ışığı bol olsun. Listenize mutlaka alın derim.
No Comments