Specials Türkçe İçerik

SEYİRCİ KOLTUĞUNDAN BAKIŞ: MUTLU BİR ROMANIN AŞK HİKÂYESİ

Tek perde, 60 dakika, tatlı bir çingen hikayesi oyunu.

Oyunun duygusu, anlattığı mahalle, onu yaşatması güzel. Yer yer güldüren, yer yer duygulandıran bir metni var. Aynı zamanda da müziksiz bir müzikal havası da var. Sonuçta çingen hikayesi, şarkısız, türküsüz, göbek atmadan olmaz.

Çarşaf ve çamaşırlardan oluşan dekor, oyuncunun kostümü, tavırları, şivesi, kıvırmaları Roman havasını size veriyor. Ama, benim içselleştirmekte zorlandığım nokta oyuncunun diksiyonu ve tonu oldu.

Diksiyon ile ilgili oyunun en başından son anına kadar, çingene ağzı telaffuzu ile düzgün bir Türkçe arasında gidip geldi gibi hissettim ve bu düşünceden oyun boyunca kurtulamadım. Tonlama ile ilgili takıldığım kısmı da müzik üzerinden anlatmaya çalışayım. Oyunun en başından tiz bir Si notası ile başladık ve neredeyse hep aynı notada dümdüz devam ettik. Ama hakkı bir iki nota daha aşağıdan başlayıp, yer yer alçalıp yükselmek gibiydi. Öyle tiz bir yerden girdi ki oyuncu, canlandırdığı tüm erkek ve kadın karakterlerin tonları farklı olması gerekirken birbirlerine girer gibi oldu. Hâl böyle olunca da, kendi adıma, Sevda dışında canlandırması yapılan anne, kız kardeş, nine, abi, baba, bir süre oturmadı, takip etmekte zorlandım. Onun dışında, mimikleri, hâl ve tavırları, dansları, karakteri yansıtması başarılıydı.

Roman konusuna, çingene mahallesine, onların hayatlarına ilgiliyseniz, tatlı bir hikaye eşliğinde, keyifli bir akşam geçirmek için izleyebilirsiniz.

You Might Also Like

No Comments

    Leave a Reply