Specials Türkçe İçerik

SEYİRCİ KOLTUĞUNDAN BAKIŞ: NEREDEYSE EŞİTTİR

Tek perde, 90 dakika, aslen ağır ve didaktik bir metnin, komedi dolu, dram dolu, akıcı bir şekilde sahnelenişini izledim bu akşam. Baş rol, yan rol ayrımının olmadığı, oyuncuların birbiriyle uyumunun çok iyi olduğu bir performanstı benim için. Fakirlik, zenginlik, sistem dışılık, çürümüşlük, sistem insanının dürtüsel ve gerçek ihtiyaçları, hayattan beklentileri, paranoya, sahtekarlık vs.vs. Anlatmak istedikleri dertleri çok güzel aktardılar bana. Fakat yine de oyun süresinin biraz uzun olduğu düşüncesinden sıyrılamadığımı söylemek zorundayım. 70-75 dakika gibi bir süreye çekilebilse, bu derece dinamik bir dekor ve oyun akışını çok daha büyük ilgi ve keyifle izleriz diye düşünüyorum.

Sahne tasarımı/dekor konusunda bu oyunda birkaç kelime yazmak istiyorum. Adeta oyunun yedinci bir oyuncusu gibiydi bence. Oldukça etkilendim. Her sahnede canlandırılmak istenen ortamı çok güzel bir biçimde bana yaşattı. Başta İsmail Sağır olmak üzere, emeği geçen herkese tebrikler.

Ha bu arada İsmail Sağır’ın fakirlik üzerine attığı tirad, bana bu akşam tek başına yetti de arttı bile. Tiyatro kapısından çıktıktan hemen sonra, alkışlardan hemen sonra unutmadım abi. Ama haklısın, hepimiz bir şekilde, bir zaman sonra normal hayatlarımıza, kendi dünyamızdaki kaygılarımıza (!) bir şekilde dönüyoruz.

Ben beğendim, tavsiye ediyorum. Başta da dediğim gibi süresi biraz uzun, ister istemez ufak kopmalar yaşanabiliyor. Ha bir de Kumbaracı50’de gidecekseniz (ki bence bu oyun için ideal bir sahne) mutlaka içinize ince bir şeyler giyin. Çünkü salon bir hayli sıcak olabiliyor 🙂

You Might Also Like

No Comments

    Leave a Reply