Tek perde yaklaşık 100 dakika süren, öteki olmanın penceresinden sizi baktıran, harika bir oyun.
Metnin orijinalini Shakespeare’den hâlâ okumadım. Ama Kumbaracı50’nin bu uyarlaması gayet açık bir şekilde bana vermek istediğini verdi. Belki de fazlasını…
Öncelikle tüm ekibi içtenlikle kutlamak istiyorum. Yine müthiş bir Kumbaracı50 işi çıkartmışlar. Oyunculuklar, ışık, ses, “kolonlu” sahne kullanımı başarılıydı. Tek perde için uzun sayılabilecek ve ağır, karanlık da bir konusu olan bu oyunu, odağımı hiç kaybetmeden izledim. Esler, beklemeler, sahne geçişleri, hepsi tam kıvamındaydı bana göre.
Konuyla ilgili birkaç fikir ve soruyla çıktım oyundan. Üzerine düşünmesi ayrı bir keyif oldu. Birincisi; öteki olmak. Öteki olduğun için zanaatını yapamamak. Özünde istemediğin bir işi yapmaya mecbur bırakılmak. Öteki olduğunun sürekli yüzüne vurulması, hor görülmek, dışlanmak. Dışlandığın bir toplumda, hayatta kalmaya çabalamak. Bunlar benim başıma gelse, ben de tefeci gibi intikam peşinde olurdum. Ben de kötücül bir ders verme dürtüsü duyardım içimde. Bence çoğumuz duyarız.
İkincisi; güç sahibi olmak ya da gücün altında birleşmek, toplanmak. Tarihsel birçok olaya bakarsak, dünden bugüne her zaman gücü elinde bulunduranların ya da onlardan yana olanların lehine sonuçlar görürüz. Kaybettiklerinde bile aslında o kadar da kaybetmiş sayılmazlar. Bir fakirin elinden mesleğini alırsanız o biter. Ama bir zenginin elinden makamını alırsanız, o yine de zengin olmaya devam edebilir. Bu oyunda, bana göre haklı bir adalet isteğinde olan tefeci, canice bir isteği olsa bile, hakkını ararken güçlüye, gücü elinde bulunduran zümreye karşı baştan beri kazanamayacağı bir mücadeleye girmiştir. Haklı olmak, genelde eş şartlarda ya da senden zayıflara karşı geçerliliğini korur. Güçlüye karşı pek de bir etkisi yok gibidir.
Üçüncüsü; din ya da inanma. Ötekileştirmeyi sağlam(!) bir temele oturtmak için en başarılı şemsiye. Çoğunluğun inandığı dine üyeyseniz, o dinden olmayanı rahat bir biçimde suçlayabilirsiniz. Anlamaya çalışmadan, dinlemeden, değerlendirmeden. Sırf başka şeye inanıyor diye. Ve bu, dinlerin ortaya çıktığı zamandan bugüne kadar biraz seyrelse de hâlâ devam etmekte gibi görünüyor.
Ve daha bir sürü düşünceler aslında. Bu oyunun benim üzerimdeki etkisi büyük oldu. Bol bol düşünmeye itti. Hem yazıldığı dönemin şartlarını hem de günümüzü sorgulattı.
Tekrar teşekkürler Kumbaracı50. İyi ki varsınız. Emeğinize sağlık.
Seyirciniz, ışığınız bol olsun.
No Comments